İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İSPARK, otopark ücretlerine %115 oranında zam yaparak 1 saatlik otopark ücretini 70 liradan 150 liraya yükseltti.
Bu karar, ekonomik, sosyal ve kentsel süreçler ile sürdürülebilirlik açısından ciddi olumsuzluklara yol açacaktır. Ayrıca, akıllı şehir yaklaşımına uygun çözümlerin eksikliği, bu sorunların daha da derinleşmesine neden olmaktadır.
Bu karar, ekonomik, sosyal ve kentsel süreçler ile sürdürülebilirlik açısından ciddi olumsuzluklara yol açacaktır. Ayrıca, akıllı şehir yaklaşımına uygun çözümlerin eksikliği, bu sorunların daha da derinleşmesine neden olmaktadır.
Otopark ücretlerindeki bu artış, şehirde zaten mevcut olan park yeri sıkıntısını daha da artırabilir. İşyerleri önüne kısa süreli park yapmak isteyen vatandaşlarla işyeri sahipleri arasında tartışmaların daha sık yaşanması muhtemeldir. Park yeri kavgalarının şiddet olaylarına dönüştüğü, hatta cinayetle sonuçlandığı bilinmektedir. Özellikle Beşiktaş, Fatih ve Kadıköy gibi merkezi bölgelerde yaşanan bu tür olaylar, şehir yaşamının stresli yapısına ek bir gerilim katmanı oluşturmaktadır. Ayrıca, sıkça görülen değnekçilerin de fiyat artışı yapacağı ve sonrasında bu tür olayların daha da artmasına neden olacaktır.
2022 yazında 18 lira 2024 yılı başında 52 lira olan otopark ücretinin kısa sürede 150 liraya 8.33 kat yükselmesi, alt gelir grubuna mensup bireyler için ciddi bir ekonomik yük oluşturmaktadır. Varlıklı bireyler özel otopark alanlarını tercih edebilirken, alt ve orta gelir gruplarına mensup vatandaşlar araçlarını park etmekten kaçınmak zorunda kalacaktır. Bu durum, sosyal ve ekonomik eşitsizliklerin daha belirgin hale gelmesine neden olur. Yüksek otopark ücretleri nedeniyle merkezi semtlerde faaliyet gösteren işletmeler müşteri kaybı yaşayabilir. Alışveriş merkezleri, restoranlar ve diğer işletmeler, yüksek ulaşım maliyetleri nedeniyle gelir azalması riskiyle karşı karşıya kalacaktır. Filo araç kullanan işletmeler ise artan otopark maliyetlerini fiyatlarına yansıtarak zam dalgasını hızlandırabilir.
Otopark ücretlerindeki artış, bireyleri toplu taşıma araçlarını kullanmaya belki yönlendirebilir. Ancak İstanbul’un toplu taşıma altyapısı zaten yüksek kapasitede çalışmakta ve artan talebi karşılamakta zorlanmaktadır. İETT otobüslerindeki yangınlar, metrobüs arızaları ve yürüyen merdiven sorunları gibi mevcut altyapı problemleri, bu durumun daha da kötüleşmesine yol açabilir. Ayrıca, bisiklet yollarının olmaması ve İSBİKE gibi projelerin durdurulması, alternatif ulaşım seçeneklerinin yetersiz kalmasına neden olmaktadır. Elektrikli skuter kullanımının artması beklenebilir, ancak yetersiz altyapı ve güvenlik önlemleri eksikliği, kazaların artmasına yol açabilir. Bu durum, özellikle gençler için ciddi bir risk oluşturmaktadır.
Modern şehirlerde, ulaşım ve otopark yönetimi gibi sorunlara akıllı şehir çözümleriyle yaklaşarak daha etkili ve sürdürülebilir sistemler oluşturulmaktadır. Ancak İstanbul’da bu konuda eksiklikler göze çarpmaktadır. Akıllı otopark sistemleriyle park yerlerinin gerçek zamanlı izlenmesi, rezervasyon yapılabilmesi ve doluluk oranlarının belirlenmesi sağlanabilir. Toplu taşıma ile otopark alanlarının entegre edilmesi, vatandaşların özel araç yerine toplu taşımayı tercih etmesini kolaylaştırabilir. Veri analitiği kullanılarak, otopark alışkanlıkları analiz edilip daha verimli fiyatlandırma ve kapasite planlaması yapılabilir.
Zam kararının belediye gelirlerini kısa vadede artırması mümkün olsa da, uzun vadede ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik açısından birçok sorun doğurabilir. Yeni otopark alanlarının oluşturulmaması ve mevcut sistemin manuel yönetimle devam etmesi, şehir planlamasında yapısal eksikliklerin sürdüğünü göstermektedir. Akıllı şehir çözümleri ise bu sorunların giderilmesi için önemli bir fırsat sunmaktadır.
Bu nedenle, zam kararının yeniden değerlendirilmesi ve daha sürdürülebilir bir şehir planlaması yapılması gerekmektedir. Otopark ücretleri, alt gelir gruplarını zorlamayacak şekilde yeniden düzenlenmeli ve dijital teknolojilerle daha verimli otopark yönetim sistemleri geliştirilmelidir. Merkezi bölgelerde uygun maliyetli yeni otopark alanları oluşturulmalı ve alternatif ulaşım seçenekleri desteklenmelidir. Akıllı şehir uygulamalarına ağırlık verilerek, veriye dayalı politikalarla hem vatandaş memnuniyeti artırılabilir hem de kentsel yaşam kalitesine katkı sağlanabilir.
İSPARK zamları, kısa vadede belediye gelirlerini artırsa da, uzun vadede şehir yaşamını olumsuz etkileyebilecek bir karardır. Daha yenilikçi ve toplum odaklı bir yaklaşım benimsenerek bu kararların sosyal, ekonomik ve çevresel etkileri minimize edilmelidir.
SERDAR ASLAN
Kentbilimci / Akıllı Şehirler ve Sürdürülebilir Şehirler Uzmanı